Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Farklı sandığın ve güvendiğin insanların hiç kimseden bir farkı olmadığını, güvendiğine güveneceğine pişman edildiğini biliyorum. Kırgınlığını ifade edecek bir cümle dahi bulamadığın günlerin olduğunu da biliyorum. Merak etme ne hissettiğini, ne düşündüğünü çok iyi anlayabiliyorum. Şunu bilmelisin, ben yanındayım. Bunu bilmeni istiyorum. Öyle diğerlerinin sana başta söylediği “Yanındayım.” gibi sözde bir “Yanındayım.” değil bu. Ben senin gerçekten yanındayım. Yaralarını sarmak için elimden geleni de yaparım. Çünkü herkes gider, ben seninle kalırım. Başkaları için hiçbir anlam ifade etmiyor olabilirsin. Kimse seni sevmiyor da olabilir. Ama üzülme, seni ben seviyorum. Benim için önemlisin. Hem de çok önemlisin. İyi ki de varsın. Kimse senden değerli değil ve bu hayatta senden bir tane daha yok. Unutmamalısın
Bir akşam Olimpos'ta toplanmışlardı. Aralarında Fethi (Okyar) ve Ali Fuad (Cebesoy) da vardır. Konu döndü dolaştı, İran olaylarına geldi. İran'da hürriyet savaşına atılanlar büyük başarı kazanmışlar, Muzafferiddin Şah parlâmentoyu açmak zorunda kalmıştı. Venizelos da Girit'te adayı Yunanistan'a katmak için savaşta idi. Ali Fethi: - Bizde neden böyle adamlar çıkmaz? diye öfkeli bir çıkış yaptı. Masada bir susma.Mustafa Kemal derin bir düşünceye dalmıştı. Biri neden sonra ona döndü: - Ben senin ne düşündüğünü biliyorum: Neden ben çıkmayayım, diyorsun. Mustafa Kemal birden atıldı: - Evet böyle düşünüyorum. Neden bir Mustafa Kemal çıkmamalı? Pek de ciddî idi. Yüksek sesle söylemişti. Biraz sonra, belki de çekinerek, masada bulunanlardan çoğu ayrılıp gittiler. - Evet neden bir Ali Fethi, bir Mustafa Kemal çıkmaz? Fethi: - Biraz da Yonyo'ya gidelim, dedi. Maksadı bahsi değiştirmekti. Konu orada da aynı... Fethi: - Çok iyi söylüyorsun ama, bir parça da eğlenerek... Politikayı bıraksak... diyordu. Mustafa Kemal durmadan konuşmak istiyordu: - Hem ihtilâlden söz ederiz, hem İstanbul baskısı altında korkuyoruz. Sonra da İran'daki, Girit'teki hareketlere imreniyoruz. Ben baş olabilirim, diye biri ortaya çıkınca herkes susuyor. Yok öyle şey. Hemen toplanmalı, karar vermeliyiz.
Reklam
Sütlaç
Bahse girerim ki senin şu anda ne düşündüğünü biliyorum.
"Senin yanındayım," der gibiydi. "Ne düşündüğünü, ne hissettiğini çok iyi biliyorum. Ne kadar aşağılandığını, ne kadar nefret ettiğini, ne kadar tiksindiğini biliyorum. Ama merak etme, yanındayım!"
Sayfa 27
Ne var ki ben, kendimle ilgili bazı meseleleri hâlâ çözebilmiş değilim. Rendekâr düşünüyor olmasından varolduğu sonucunu çıkarıyor. Ben de düşünüyorum, dolayısıyla varım, ama kimim? ... Hangimiz düş ve hangimiz gerçek? Düşünüyorum, o halde ben varım. Düşünen bir adamı düşünüyorum ve onun, kendisinin düşündüğünü bildiğini düşlüyorum. Bu adam düşünüyor olmasından varolduğu sonucunu çıkarıyor. Ve ben, onun çıkarımının doğru olduğunu biliyorum. Çünkü o, benim düşüm. Varolduğunu böylece haklı olarak ileri süren bu adamın beni düşlediğini düşünüyorum. Öyleyse, gerçek olan biri beni düşlüyor. O gerçek, ben ise bir düş oluyorum.
"Seni o kadar iyi tanıyorum ki Ne düşündüğünü biliyorum."
Reklam
Hîv...
- Helîn, yavrum ne düşündüğünü biliyorum, sana nasıl anlatsam ayı sevmeyen var mı? Güzel, hoş, ay kalplerdeki aydınlık, aşk sembolü... Ama ne fayda, Helîn... Hükümet bu güzel ayı da bize düşman etmiş. O hükümetin casusu gibi bizi takip ediyor. Onun aydınlığında biz mağaradan çıkamayız. Askerler bizi görecek. Düşmanımız bizden aydınlığı almış, karanlık bizim dostumuzdur.
Sayfa 258Kitabı okudu
Clay aralarındaki binlerce kilometrenin, onu Julia'nın yalanlarına ve canını yakma ihtimaline kar- şı koruyacağını düşünüyordu. Aralarındaki kilometre farkını kapatmadığı sürece sorun olmazdı. Bu yüzden de telefonu çalıp da ekranda Julia'nın adını görünce hemen cevapladı. "Merhaba." "Selam," dedi Julia uykulu ve
Sayfa 55
Daha önce seni çok üzdüler biliyorum. Çok yorgun ve kırgın olduğunu da biliyorum. Gitmez sandıklarının senden gittiğini, sevginin harcandığını, emeklerinin çöpe gittiğini, Farklı sandığın ve güvendiğin insanların hiç kimseden bir farkı olmadığını, güvendiğine güveneceğine pişman edildiğini biliyorum. Kırgınlığını ifade edecek bir cümle dahi bulamadığın günlerin olduğunu da biliyorum. Merak etme ne hissettiğini, ne düşündüğünü çok iyi anlayabiliyorum.
İlk temsilci yoktu zaten, Olric. Bakalım bu yükü taşıyabilecek miyim? Okuduğum günlük bende derman bırakmadı. Ortak yanlarınızın olduğuna güvenim var, efendimiz. Ben de artık, buna inanmaya cesaret ediyorum Olric. Birçok şeyi şimdi daha iyi anlıyorum. Selim’le birlikte yaşamış bir insan olmak artık gurur veriyor bana. Onunla geçirdiğim bir günü
Sayfa 135 - İletişim Sinan Yayınları Dördüncü Bölüm
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.